Bir damla suya MUHTAÇ KALACAĞIZ

Bir damla suya MUHTAÇ KALACAĞIZ

ABONE OL
Ekim 16, 2023 14:15
Bir damla suya MUHTAÇ KALACAĞIZ
16 Ekim 2023
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu yılki 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nün temasını ‘Su hayattır su gıdadır. Kimseyi geride bırakmayın’ sloganı oluşturuyor

  • Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Gıda Komisyonu Üyesi & Emekli Profesör Doktor Fikret Nafi Çoksöyler, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) sloganına dikkat çekti.
  • Hatalı şehirleşme ve sanayileşmeyle su kaynaklarımızı kurutulduğuna ve kirletildiğine vurgu yapan Çoksöyler, “Çocuklarımız bir damla sağlıklı suya muhtaç kalacak. Tarla ve bahçelerimizi sulayacak temiz suyumuz kalmayacak. Bunun arkası açlıktır” dedi.

Açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek amacıyla 1943’te kurulan ve 1946’da Birleşmiş Milletler’in (BM) uzmanlık kuruluşu haline gelen Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO); dünyada açlık ve yetersiz beslenme, gıda eşitsizlikleri gibi konularda tüm dünya kurumlarının ve insanların dikkatini çekmek, farkındalık yaratmak ve onları eyleme davet etmek için 1979 yılında 16 Ekim tarihini Dünya Gıda Günü olarak ilan etti. Ülkemizde ve tüm dünyada 1981 yılından itibaren aralıksız kutlanmaya başlanan Dünya Gıda Günü’nün 2023 yılı teması “Su hayattır, su gıdadır. Kimseyi geride bırakmayın” olarak belirlendi.

“GIDALARIMIZIN KÖKENİNDE SU VARDIR”

Dünya Gıda Günü, her yıl olduğu gibi bu senede dünya genelinde sağlıklı beslenmeye güç yetiremeyen ve sağlıklı gıdaya düzenli olarak erişmeye ihtiyacı olan milyonlarca kişinin durumuna dikkati çekiyor. TÜKONFED Gıda Komisyonu Üyesi Fikret Nafi Çoksöyler, 2023 yılının iç içe geçmiş iki temasının çok önemli olduğuna değindi. Çoksöyler, şunları kaydetti; “Bir yandan su hayattır ve tüm gıdalarımızın kökeninde su vardır, onu doğru kullanalım, koruyalım israf etmeyelim derken; diğer yandan yeryüzünde yaşayan hiç kimseyi ihmal etmeksizin suyumuzu herkesle paylaşmaya davet ediyor.”

“GÖREVİ GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÜSTLENDİ”

Ülkemizde ilk yıldan itibaren FAO’nun bu konudaki muhatabı ve çalışma ortağının Tarım Bakanlığı’na bağlı Gıda İşleri Genel Müdürlüğü olduğunu hatırlatan Çoksöyler, “Genellikle benim de dahil olduğum bir komisyon tarafından Genel Müdürlük tarafından uygun görülen ve o yılın temasına uygun etkinlikler planlanır, hazırlıklar yapılır ve uygulanırdı. Daha sonra bu görevi Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü üstlendi. Tabii olarak Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, duyarlı üniversite veya eğitim kurumları o yılın temasına uygun olarak bu farkındalığa ve eylem ihtiyacına dikkat çekecek aktivitelerde bulunuyor. Çeşitli kurumlar ayrı veya ortak konferanslar ve paneller düzenliyor” dedi.

KİMLERİ SUSUZ BIRAKTIĞINIZI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

Bu yıl Türkiye’de, Dünya Gıda Günü nedeniyle verilecek mesajlara açıklamalarında yer veren Çoksöyler, “Bu yılın iç içe geçmiş iki teması çok önemli. Bir yandan su hayattır ve tüm gıdalarımızın kökeninde su vardır, onu doğru kullanalım, koruyalım israf etmeyelim derken, diğer yandan yer yüzünde yaşayan hiç kimseyi ihmal etmeksizin suyumuzu herkesle paylaşmaya davet ediyor. Burada paylaşılan mesajlara karşı gerekli hassasiyeti göstermeyi son derece doğru buluyorum. Zira hepimizin hayatında, bir yudum su için kıvrandığımız anlar olmuştur. İster çocuk ister büyük olsun herkes bir yudum suyun kıymetini bilir. Bilir de aklında tutmaz. İnsanlar, çeşmeyi açık bıraktığında kimlerin susuz kalacağını düşünmez. Fabrika artıklarını, kanalizasyonlarını su kaynaklarına bağlayanlar doğaya ve toplumlara, hatta kendi çocuklarının geleceğine ne kadar zarar verdiğini düşünmez” diye konuştu.

“KAR AMACIYLA TOPRAĞI ÇÖLLEŞTİRMEYE HAKKINIZ YOK”

İçerisinde suyun bulunmadığı bir hayatın mümkün olmayacağının altını çizen Çoksöyler, “Hayat suda başlamıştır. Karaya geçtiğinde de susuz hiçbir zaman hayat olmamıştır. İnsanlar ve hayvanlar açlığa günlerce dayanabilirler. Ancak susuzluğa dayanmak ne mümkün? Bir avuç tohum alın, bir saksı dolusu toprağa karıştırın, aylar boyu bekleseniz de bir şey olmaz. Ne zaman ki o toprağı sulayın, toprağı suya doyurun o zaman tohumlar çatlar. Tohumlar filiz verir. Tohumlar kök verir ve yeşerir. Toprağın suyunu keserseniz ölürler ve hayat biter. Tarımsal üretim susuz olmaz. Hiç kimsenin de kendi o anlık karını düşünerek, ilkel teknoloji kullanarak tüm suyu tüketmeye, toprağı çölleştirmeye, tuzlanmasına neden olmaya hakkı yoktur” şeklinde konuştu.

“YAĞMURLAR KÜSECEK, SELLER CEZA VERECEK”

Günümüzde birinci sınıf tarım alanlarının, şehirleşme ve sanayileşme uğruna heba edildiğini dile getiren Çoksöyler, “Tarlasını, zeytinliğini, bahçesini bir avuç paraya satmak zorunda bırakılan çiftçi, bir sonraki seneden itibaren tüketici saflarına katılmaktadır. Bunun sonucunda artan tüketim ve azalan üretim, pahalılaşan gıda olarak hepimize geri dönecek. Daha da önemlisi kurutulan, betonlaşan her yeşil alan ile birlikte küresel ısınma ve iklim değişikliği artacak. Yağmurlar artık size küsecek. Zaman zaman seller sizi cezalandıracak. Neden? Artık anlık yağan yağmuru emecek yeşil alanlar yok. Toprağı yerinde tutacak bir bitki örtüsü yok. Cezası ise bir yıl kuraklık ve yılda birkaç selle yıkılmak olur. Sonra bu dengesizlik artar da artar” ifadelerini kaydetti.

“HER 5 SANİYEDE 1 KİŞİ AÇLIKTAN ÖLÜYOR”

Hatalı şehirleşme ve sanayileşmeye paralel olarak su kaynaklarının kurutulduğunu veya kirletildiğini belirten Çoksöyler, “Torunlarımız değil çocuklarımız bir damla sağlıklı suya muhtaç kalacak. Tarla ve bahçelerimizi sulayacak temiz suyumuz kalmayacak. Bunun arkası açlıktır. Şu anda bile şu bolluk dünyasında her 5 saniyede bir kişinin açlıktan öldüğünü söylemek zorunda olmamız ne kadar utanç verici değil mi? Bundan daha utanç verici durum bu insanlık felaketine karşı duyarsız olmaktır” ifadelerine yer verdi.

“50 MİLYON ÇOCUK AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR”

2015 yılında tüm dünya liderlerinin bir araya gelerek 2030 yılına kadar sürdürülebilir gelişme hedeflerini ortaya koyduklarını hatırlatan Çoksöyler, şöyle devam etti; “Ancak 2030’a az bir zaman kalan günümüze kadar ne yoksulluk ne de açlık giderilebildi. Dünyanın küresel açlık indeksi skoru 2015’de 19.1’den günümüzde 18.3’e inmiş, ancak yetersiz beslenen insan sayısı 2017’den itibaren artmaya devam ediyor. Günümüzde 780 milyon insan açlıkla karşı karşıya. Bunun kabaca 50 milyonunu ise küçük çocuklar oluşturuyor. Bu çocuklar açlığın getirdiği aşırı zayıflık ve boy atamama ile ortaya çıkan en ölümcül açlık tablosu ile karşı karşıyalar.”

“ÜLKELERDEKİ AÇLIĞIN SEBEBİ ÇOK KOMPLEKS BİR HAL ALDI”

Söz konusu verilere karşılık açlığa karşı toplanabilen insancıl fonların, mevcut ihtiyacın ancak yüzde 32’sini karşılayabilecek düzeyde kaldığının sinyalini veren Çoksöyler, “Burada asıl görev o ülke hükümetlerine düşüyor. Ancak FAO yetkilileri ise birçok ülkenin yeterli ölçüde imkanlarının olmadığına işaret ediyor.  Çünkü o ülkelerdeki açlığın sebebi çok kompleks bir hal almış durumda. Savaşlar, iklim değişikliği, adaletsizlikler gibi birçok faktörün yanında tarım için yeterli su bulunmaması, suyun doğru ve verimli şeklide kullanılmaması, tarımda uygulanan tekniklerin ilkelliği de diğer etkenler arasında yerini alıyor. Oralarda açlığın durdurulması için tarım ve gıda üretimi için su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunması ve kullanılması gerekiyor” ifadelerini kaydetti.

Çoksöyler, açlık ile mücadele noktasında özel sektörün, kamu kurumlarının ve üniversitelerin el ele vererek, birlikte çalışma programı oluşturmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Duygu TEKİN


HIZLI YORUM YAP