The document has moved here.
|
|||
![]() |
Canımız acıyor | ||
Hatice SUNER | |||
Şubat ayı hayatın en büyük gerçeğini hatırlatır her zaman bana ÖLÜM. Muhtemelen geçmiş yaşadıklarımdan dolayı. Nasıl da bilindik, tanıdık ve bir o kadar çabuk hatırlanıp, unutulan bir durumdur ölüm hakikati. Hepimiz biliriz sıralamayı doğduk, yaşıyoruz ve bir gün hayatımız son bulacak bu da bizim için final olacak. Bu sirkülasyonu herkes biliyor ama bizi tedirgin eden bilinmeyen gerçekler bence. Yani ne zaman, nerede ve ne şekilde gerçekleşecek bu hikayenin sonu? Rahmetli dedem her zaman ‘sıralı ölüm versin yaradan’ derdi. Çocuktum ben de anlam yükleyemezdim o cümleye, ‘ölmek için sıraya mı geçmek gerek’ diye düşünürdüm. Şimdi düşünüyorum da, ne kadar da haklıymış. Kendisi sevdiklerini kaybetmeyi oldukça ağır bulduğu ve tahammülünün olmayacağını bildiği için miydi acaba bu söyleyişi? Evet rahmetli, pamuk, hacı dedem… Sevgi doluydu, sevgiye ve sevmeye inanırdı. Daha biz yokken yanında, bir evladını kaybetmişti. Evlat acısı yaşamıştı. Adından başka bir şeyini bilmediğim ORHAN AMCAM. Evet onun hakkında bildiğim bu sadece ama dedemin gözlerinde o özlemi ve acıyı hep gördüm son gününe kadar. Malum ben bekarım ve çocuğum yok. O duyguyu tahmin etsem de, dibine kadar yaşamadım. Ama insan olarak sevmeyi ve bir çok duyguyu tam olarak yaşadığıma inanıyorum. Başkasının acısını ne kadar hissedersen o kadar insansındır. Buna inanıyorum. Başka insanların acısını paylaşıyorum onlarla üzülüyorum ve canım acıyor. Bir çoğumuz gibi… Evlat acısı… nasıl soğuk, acı, tarifsiz ve kötü bir duygu. Bir film de karşılaştığın bir cümle yüzüme vuruyor bu ara. Aklıma geldikçe irkiliyorum. ‘Bir baba evladının ölümünü görmemeli’… Düşüncesi bile bu kadar acı bir his ise, yaşayan için adını bile koyamadığım bir acıdır muhtemelen. Ve sözün bittiği an. Bir çoğumuz sevdiklerimizi görmesek bile onların sesini duymak veya bir zaman sonra yeniden sarılabilecek olma düşüncesi ruhumuza ve kalbimize iyi gelir. Fakat ya yıllarca evladına kavuşamayan, evladından hiç haber alamayan, şimdi gelecek, şimdi sarılıp koklayacağım diye bekleyen bir annenin umutlu bekleyişinin boşa çıkması… Bir babanın, evladının kendisine ‘babam’ deyişinin son bulması… Nasıl tarifsiz bir acı bunlar değil mi? Düşünmek bile o acıyı tüm hücrelerimizde hissetmemize neden oluyor. Peki bizler kendi hayatlarımıza dönerken bizim için can veren şehitlerimizi düşünüyor muyuz hiç? Aileleri bu acıları yaşarken bir normal bir durum gibi mi karşılıyoruz tüm bu olup biteni? Bizler bir kaç saat içinde unuturken, aileleri ömür boyu o acıyla yaşıyor. Söylenecek söz o kadar çok ki ama inanın benim bile gücüm yok. Onlar hepimizin evladı, abisi, babası, eşi… O şehitler tüm Türkiye’nin canı. Gara’da şehit edilen 13 canımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Başka aileleri olmak üzere tüm Türkiye’ye sabır diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. |
|||
Etiketler: Canımız, acıyor, |