Bonzai kullanımı bir türlü önlenemiyor. Bunun en büyük nedeni sanki zararsızmış gibi ‘esrar gibi bir şey’ diyerek sattığı kimyasal uyuşturucu, olması ve çok ucuz olması uçucu madde kullanıcılarının kullandığı yapıştırıcılardan bile ucuz. Gramı 3-5 liraya satılıyor. İnternet ortamında bile bulmak mümkün. O yüzden gelirdüzeyi düşük semtlerde aile bağları zayıf, şiddet görmüş çocuklar tarafından yoğun olarak kullanılıyor. Emniyet yetkilileri, sempati uyandırması nedeniyle piyasada Bonzai adıyla satılan uyuşturucunun kesinlikle bir ot türü olmadığını, sentetik ve çok tehlikeli bir uyuşturucu olduğunu vurgularken, bir kez kullanımda bile bağımlılık yapabildiğini belirtiyorlar.Bonzai, ilk kez 2002’de Almanya ve İspanya’da daha sonra da Rusya ve Avustralya’da kullanıldı. Bağımlılık tedavisi almak isteyen kişilerin verdikleri ifadelerle ortaya çıktı. Etken maddesinin kişilerde hint kenevirine benzer etkiler oluşturan sentetik kannabionoid türü olduğu tespit edildi. İlk kez 2007’de İsveç’te 10 gram yakalandı. Uluslararası polis literatüründe ‘K2’ ve ‘Spice’’ adıyla biliniyor. Türkiye’ye ilk kez “Bonzai” yazılı paketlerde getirildi. Bu yüzden adı “Bonzai” olarak kaldı. Türkiye’de ilk kez Eskişehir’de ele geçildi. Daha sonra İstanbul’da görülmeye başlandı.2011 yılında 60 türü yasaklı maddeler kapsamına alındı. Ancak her yasağın ardından yeni bir türü ortaya çıkıyor. farklı isimler veriliyor torbacılar değişiyor ama satıcılar değişmiyor. Hammadesi Çin’de kilosu 30 bin dolara satılıyor. Yasadışı yollardan getirilen bir kilo hammaddeden bir ton bonzai üretilebiliyor. Uyuşturucu satıcıları daha çok bonzai üretebilmek için, fare zehirinden florosan tozuna kadar pek çok kimyasal maddeyi bonzai üretiminde kullanıyor. Torbacılar Bonzai’yi, rüya, Bombay mavisi ve spice gibi aldatıcı isimlerle satıyorlar. Uyuşturucu satıcıları, gençleri bonzai’nin bitkisel ve doğal olduğuna inandırmaya çalışıyor, ama bu zehir tacirlerinin bir yalanı... Yurtdışında ‘Damiana’ bitkisine, ülkemizde ise bu bitkiye benzemesinden dolayı ‘yavşan’ otunun yapraklarına püskürtülüp kurutulduktan sonra bitkisel bir uyuşturucu gibi satılıyor. Aslında sentetik bir uyuşturucu ve çok ölümcül.hatta bazen naneye kekiğe de püskürtülüp kullanılabiliyor bu görünümüne aldanıp bitkisel zannetmeyin tamamen kimyasal sentetik bir uyuşturucudur.İstatistiklere göre Bonzai’yi daha çok maalesef ikinci ergenlik dönemini yaşayan gençler kullanıyor. Nedeni bu dönemde gençlerin kendilerini topluma daha çok ispatlama kaygısı gütmeleri. Sınav sitresi karşı cinsi etkileme çabaları fiziksel durumları ile ilgi takıntılar kullanılımın anlaşılmaması. Bonzai satıcıları da özellikle bu grubu hedef alıyor. Bir kez denemek bile bağımlılık yapabiliyor.ve bu maddenin esri oluyorlar. Bu öldürücü sentetik madde salgın gibi yayılıyor. Amerikan Zehir Kontrolü Merkezleri’ne 2009’da sentetik kannabinoid zehirlenmesi nedeni ile 53 olgu başvuru yapılmışken, bu sayı 2011’de 13.000’e ulaşmıştı. Ülkemizde maalesef tam sayı bilinmiyor ama bonzaiden ölümlerde Avrupada 1. sırada olduğumuza göre kullanan sayısı tahminlerin çok ötesinde olduğu sanılıyor. Bu maddeyi kullanan kişilerde ağız kuruluğu, kalp atışlarında şiddetli hızlanma, kalp krizi hissi, paranoya, kilo kaybı ile aşırı terleme, vücutta iyileşmeyen büyük sivilcelere oluşuyor. Unutkanlık, endişe, kaygı düzeyinde ciddi artış meydana getiriyor.“- Yani eğer “Bonzai” kullanan bir kişi akut etki altındayken ölmez ise uzun dönemde başına gelecek olan durum şizofreni benzeri bir tablo oluyor buda sokakta gördüğümüz madde kullanıcılar ve saldırganlık gibi durumlar yarata biliyor.Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri,5 yılda 700kg sentetik kannabinoid ve 500 kilo hammadde ele geçirdi. Bu buzdağının görünen yüzü bence ülkemizde çok daha fazla miktarda var .Yeterli tetkik yapılamadığından kullanan ve satıcılarda kolayca ellerinden kaçabiliyor. Birde tabi,ki cezaların hafifliği bu işi daha çok teşvik ediyor. Bu maddeden kurtulmak isteyenler Bu kişiler de AMATEM’e yönlendiriliyor. Özel hastanelerde bu maddeye karşı tedaviyi yapmak için birim kurdular ve yetişemiyorlar bu tür yerlerin artması ve tedavi sonunda bir rehabilitasyon merkezi kurulması bence en iyi tedavi yolu . HEPİNİZER SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM
|